İnsanoğlu doğumla başlayarak ölüme kadar belli gelişim aşamalarından geçmekte ve bu gelişim sürecinde farklı etkenlerden etkilenerek yaşamını sürdürmektedir. Çocukluk dönemini kapsayan 0-18 yaş aralığında çocuğun; gelişimsel açıdan desteklendiği olumlu uyarıcıların sunulduğu bir ortamda yetiştirilmesi oldukça önemlidir.
Çocuğun gelişiminin desteklenmesinde biyolojik ve çevresel içerikli birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerden en önemlisi ailedir. Aile, çocuğun gelecek hayatını şekillendiren en önemli kurumdur. Huzurlu aile ortamında büyümek her çocuğun en temel hakkıdır. Özellikle kişilik yapısının şekillendiği ilk yıllarda çocuğun çatışma ve gerginlikten uzak, huzurlu bir ortamda büyümesi gelişimi açısından çok önemlidir.
Çocuğun sağlıklı büyümesini etkileyen faktörler arasında ailenin sosyo-ekonomik düzeyi, anne-babanın eğitim durumu, kardeş sayısı, ailede ihmal, istismar ve şiddettin varlığı ve tek ebeveynli olma durumu sayılabilir. Ailede bu faktörlerin olumsuz etkilerini yaşayan bu çocukların gelişimsel açıdan risk grubunu oluşturdukları bilinmektedir. Çocuğun gelişiminin tek bir faktöre bağlanarak yorumlanması çocuk, ailesi ve çevresi açısından bir takım yanlış anlaşılmalara ve problemlerin artmasına neden olmaktadır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi de çocuğun yararı için bir çok konunun göz önünde bulundurulması gerektiğine vurgu yapar. Örneğin; Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde: “Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.” ifadesi yer almaktadır. Tek ebeveynliliğe vurgu yapan, ancak boşanma sürecinde çocuğun hem anne hem de babasıyla görüşmesi gerektiğini belirten madde Çocuk Hakları Sözleşmesi’ nin 9. maddesinin (3) bendinde “Taraf Devletler, ana–babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça, ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkına saygı gösterirler” şeklinde yer alır.
Bu doğrultuda tek ebeveynli ailede yaşayan çocukların gelişim özellikleri dikkate alınarak desteklenmesi önem arz etmektedir.
Tek ebeveynli aile olmanın çocuk üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için yaş dönemlerine göre gelişim özellikleri ve neler yapılabileceğine ilişkin bilgiler aşağıda verilmiştir.
“Çocuklar bu dünyaya kendi istekleri ile gelmezler. Onlar bir aşkın meyvesi, peri masallarının ölmez bir kahramanı olarak doğarlar. ‘’Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde’’nin tılsımı ile vaat edilmiş bir mutluluğu güzel sözlerle, oyuncaklarla, çikolatalarla, yeni giysilerle ve kucak kucak sevgiyle paylaşarak büyümeye başlarlar. Sonra bir gün, evet bir gün o yavruya denir ki, ‘’Senin baban eve gelmeyecek artık’’ ya da ‘’annen gitti, onu ölmüş bil!’’ – Yvette Walczac ve Shella Burns
Kaynak: Tek Ebeveynli Aileler (AEP)