Cinsellik, çiftlerin evliliklerinden aldıkları doyum ve mutluluk duygusu üzerinde en önemli konulardan biridir.
Sağlıklı yaşanan cinsellik çiftin arasında onlara özgü ve özel bir bağ oluşturur.
Sağlıklı Cinsel İlişki
Erkek ve kadının; biyolojik ve cinsel olgunluk süreleri içinde, anatomik yapılaşmalarına uygun, cinsel davranış tarzından uzaklaşmadan yaptıkları davranışlar olarak tanımlanır.
Sağlıklı Cinsellik İçin:
1. Yapısal Sağlık: Sağlıklı bir cinsel ilişki için kadın ve erkeğin cinsel fizyolojisi ve anatomisi sağlıklı olmalıdır.
2. Psikolojik Sağlık: Sağlıklı bir cinsel ilişki için eşlerin psikolojik sağlık ve rahatlıkları önemlidir. Kadın ve erkekte bir kısım cinsel tepkiler, iradi bir katkı olmaksızın refleksle gerçekleşir.
3. Açık Paylaşım: Eşlerin birbirlerini tanımaları, İstek ve arzularını fark etmeleri, Ortaya çıkabilecek sorunlarında ortaklaşa çözüm üretebilmeleri, ancak açık bir iletişim ve paylaşımla mümkündür.
4. Saygı ve Güven: Eşlerin birbirlerine duyacakları saygı ve güven, ilişkilerine çok yönlü katkı sağlar.
5. Ortaklık: Çiftlerin; İstekli ve gönüllü olmaları, İlişkinin herhangi bir aşamasında durdurabilme ve sonlandırabilme özgürlüklerinin bulunması, Doyuma ulaşmaları önemli unsurlardır. Evlilikte yaşanacak olan cinsel ilişkide her iki tarafın da rızası olmalıdır. Böyle bir ilişkide eşlerden herhangi biri ilişkinin herhangi bir aşamasında ilişkiyi durdurabilme ve son verebilme haklarına sahip olduğunu bilmelidir. Bu aşamadan sonraki her zorlamanın cinsel şiddet kapsamında olduğu ve yasamızda cezai yaptırımının bulunduğu bilinmelidir.
6. Doğru Bilgiye Ulaşma: Eşlerin yanlış kanaat ve yargılarından kurtulmak ve cinsellikle ilgili doğru bilgi için, sağlık kurum ve kuruluşlarına başvurmaları önemlidir.
Cinsel İlişki Her İki Tarafın da: Arzulamasıyla başlayan, Fiziksel haz duymalarıyla devam eden ve Doyuma ulaşmaları ile sonlanması gereken bir süreçtir.
Evliliğin sağlıklı ve uzun ömürlü olmasında önemli bir unsur olan cinselliğin bir vazife anlayışı ile değil de her iki tarafın da memnun olacağı bir şekilde yaşanması evliliği mutlu ve sağlıklı kılacaktır.
İlk İlişki
Kızlık zarı yapısı ve esnekliği açısından kişiden kişiye farklılıklar gösterir. İlk gece yaşanacak olan ilişki de kanamanın olmaması, fark edilemeyecek kadar az olması ya da aşırı kanama olması kişinin anatomik yapısına bağlıdır.
Aşırı esnekse: İlk ilişkide yırtılma olmaz ve kanama oluşmaz. Bu tür kızlık zarları ancak doğum sırasında yırtılabilir.
Çok inceyse veya az damar içeriyorsa…: İlk ilişkide kanama açık pembe renkte bir akıntı şeklinde olur, ancak zorlukla fark edilebilir.
Çok kalınsa veya fazla damar içeriyorsa…: Bu durumda kızlık zarı yırtıldığında aşırı kanama oluşabilir. Hastaneye başvurup cerrahi müdahale ile kanamayı durdurmak gerekebilir.
Cinsel Yaşamı Olumsuz Etkileyen Durumlar
• Aşırı yorgunluk ve stres
• Eşlerin birbirlerine olan, kırgınlık ve kızgınlık duyguları
• Bedensel ve ruhsal hastalıklar
• Cinselliği olumsuzlayan bir düşünce tarzı
• Hormonlarında azalmaya neden olan hastalıklar ve ilaçlar
Böyle bir durumla karşılaşıldığında çiftler birbirlerini ya da kendileri suçlamak yerine durumlarıyla ilgili doğru değerlendirme yapabilmenin yollarını öğrenmelidirler.
Kadınlarda Cinsel İşlev Bozuklukları
• Cinsel arzuyla ilgili bozukluklar
• Cinsel uyarılma bozukluğu
• Doyuma ulaşamama
• Vajinismus
• Ağrılı cinsel ilişki
Bu sorunlarla karşılaşıldığında mutlaka uzman yardımı alınmalıdır.
Erkeklerde Cinsel İşlev Bozuklukları
• Cinsel arzuyla ilgili bozukluklar
• Doyuma ulaşamama
• İktidarsızlık
• Erken boşalma
Bu sorunlarla karşılaşıldığında mutlaka uzman yardımı alınmalıdır.
İsteksizliğin devam etmesi durumunda ya da kadında veya erkekte bir cinsel işlev bozukluğu görüldüğünde yaşananları normal kabul edip, bir çok çiftin benzer sorunları yaşadığını bilmelisiniz. Bu durumda da diğer her rahatsızlıkta olduğu gibi çekinmeden konunun uzmanı bir doktordan yardım almalısınız.
Sorumlu Cinsel Davranış
Cinsellikle ilgili yaşanan bir sorunda çoğu kez eşler hemen karşı tarafı suçlamakta, çözüm aramak yerine, üçüncü bir kişiye veya ailelere sorunu yayarak olayı çözümsüzlüğe götürmektedirler.
Böyle bir durumda öncelikle eşler kendi davranışlarını incelemeli, kendileri ile ilgili bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırmalıdırlar.
Cinsel ilişki konusunda yaşanacak olumsuz bir durumda çiftlerin birbirlerini suçlamadan önce kendi davranış biçimlerini ya da psikolojik durumlarını değerlendirmelidir. Durumu üçüncü şahıslara duyurmak hem mahremiyeti bozacak hem de durumu çözümsüzlüğe götürecektir. Böyle bir durumda doğru olan davranış kendilerinin başa çıkamadığı problemlerde konuyu üçüncü şahıslara aktarmak yerine konunun uzmanına giderek yardım almaktır.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, oluşturduğu hastalık belirtilerine, hastalığa veya sebebe göre sınıflandırılabilmektedir. Ancak hepsinin ortak noktası, hasta olan veya mikrobu taşıyan kişiden sağlıklı kişiye cinsel ilişki ile bulaşmasıdır.
Bu hastalıkların bir çoğu gebelik veya doğum esnasında çocuğa da geçebilmektedir.
Sorumlu cinsel davranış gereği, evlilik dışı ilişkiden kaçınılmalı, herhangi bir enfeksiyon kapılmışsa tedavi geciktirilmemelidir.
Her ilişki biçiminde olduğu gibi cinsellikte de sadakat çok önemli bir davranış biçimidir. Evlilik dışı bir ilişki yaşandığında bunun ortaya çıkarabileceği olası sağlık problemleri bilinmeli, nihayetinde böyle bir rahatsızlık gündeme gelmişse de vakit geçirmeden tedavi olunmalıdır.
Aile Planlaması
Aile planlaması, çiftlerin ne zaman, hangi aralıklarla, kaç çocuk sahibi olacakları konusunda yaptıkları planlamadır. Aile planlaması, ailelerdeki çocuk sayısını sınırlandırma anlamını taşımaz.
Amaç, anne ve doğacak çocukların sağlıklı olması ve çocuk sahibi olmak istendiğinde gebeliğin oluşmasıdır.
Ayrıca, çiftlerin üreme sağlığı konusundaki bilgilenmelerini de içerir.
Aile planlaması yöntemi seçerken,
• Yöntemi eşlerin her ikisi de benimsemelidir.
• Sağlığa zarar vermemelidir.
• Uygulanması kolay olmalıdır.
• Çiftler bu yöntemi kullanırken kendilerini rahat hissetmelidirler.
• Maliyeti düşük olmalıdır.
Aile Planlaması Yöntemleri
Tüm yöntemlerin temel mantığı kadın yumurta hücresi ile erkek tohum hücresinin buluşmasını engellemektir.
Bu amaçla çok sayıda yöntem geliştirilmiş ve uygulanmıştır.
Hormonlu yöntemler: Doğum kontrol hapları (Kombine Oral Kontraseptifler, Mini Haplar), hormon iğneleri, hormonlu deri altı çubukları (implantlar).
Rahim içi araçlar (RİA, Alet, Spiral): Bakırlı veya hormonlu rahim içi araçlar.
Mekanik yöntemler: Erkek kılıfı (kondom, kılıf, prezervatif), kadın kılıfı, diyafram ve sperm öldürücü fitiller, krem ve köpükler vb.
Cerrahi yöntemler: Kadında tüplerin bağlanması (tüp ligasyonu) Erkekte tohum kanallarının bağlanması (vazektomi). Cerrahi yöntemler kalıcıdır. Geriye dönüşü ise çok pahalı ve zordur.
Uygun yöntemi belirlemek için mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.
Doğal gebeliği önleyici yöntemler: Kadında, vajina sıvısı takibi, vücut ısısı yöntemi, takvim yöntemi. Erkekte geri çekme yöntemi. Doğal yöntemlerin koruyuculuğu, modern aile planlaması yöntemlerine oranla daha düşüktür.
Kürtaj
Kürtaj, rahime yerleşmiş olan embriyonun rahim duvarının kürete edilerek (kazınarak) tahliye edilmesidir. Sağlık gerekçesi olmadan yapılan kürtaj, kadını psikolojik ve fizyolojik olarak olumsuz etkilemektedir. Kadının rızası olsun veya olmasın bir doğum kontrolü yöntemi olarak kullanılmasında en büyük zararı yine kadın görmektedir.
Kürtaj (gebeliğin sonlandırılması) sadece anne ya da bebek sağlığının tehlikede olduğunun tıbben tespit edilmesi durumunda tercih edilmelidir. Zira kürtaj kesinlikle bir doğum kontrol yöntemi değildir.
Çiftler Çocuk Sahibi Olmaya Karar Verdiklerinde;
Öncelikle, sağlıklı bir gebelik ve sağlıklı bir bebek için hekime danışmalı ve sağlık kontrolünden geçmeli, daha sonra gebelik süresince yapılması gereken tetkik ve takipler, sağlıklı beslenme ve egzersiz, doğum ve doğum sonrası süreçlerle ilgili bilgi almalıdırlar.
Kan Uyuşmazlığı
Anne RH negatif (–), baba RH pozitif (+) kan taşıyorsa eşler arasında kan uyuşmazlığı vardır. Bu eşlerin genelde ilk bebeklerinde sorun oluşmaz. Eğer ilk doğumdan sonra anneye koruyucu aşı (rhogam, anti D) yapılmazsa ikinci bebeklerinde sorun oluşabilir. Bunu engellemek için kan uyuşmazlığı olan çiftlerin her doğumdan sonra bebeklerinin kan tetkikleri yapılır. Bebek RH pozitif (+) kan taşıyorsa anneye koruyucu aşı uygulanır.
Normal Doğum
Rahim içindeki bebek ve eklerinin doğum kanalından dışarı çıkmasıdır.
• Doğal bir olay ve fizyolojik bir süreçtir.
• Anne, birkaç saat sonra bebeği emzirmeye başlayıp normal günlük aktivitelerini gerçekleştirebilir.
• Hastanede kalma süresi 24 saattir.
• Normal doğum, bebek açısından da avantajlıdır. Doğum sırasında sıkışıp büzülen akciğerleri soluk alıp vermeye daha hazırlıklı olur.
Sezaryen
Annenin karın ve rahim tabakalarının kesilmesiyle gerçekleştirilen bir operasyondur. Gerektiğinde yaşam kurtarıcı olmakla beraber anne ve bebek için riskleri olabilen büyük bir cerrahi girişimdir.
Ayrıca gelecekteki gebelik ve doğumların riskini de artırmaktadır. Kanama, rahim yırtılması, enfeksiyon gibi durumlar, birçok anneyi ölüme götürebilmektedir.
Sezaryen büyük bir cerrahi girişimdir. Gerektiği durumlarda hem annenin hem de bebeğin hayatını kurtaran bir ameliyat olup, keyfi olarak uygulanmasının aşırı kanama, enfeksiyon ve rahimin de kesilmesi nedeniyle sonraki gebeliklerde yaşanabilecek kötü sonuçları olduğu bilinmelidir.
Üreme Bozukluğu
• 35 yaş altında belirgin bir problemi olmayan çiftlerin ortalama; % 85-90’ı bir yıl içinde, % 95’i iki yıl içinde gebeliği yakalayabilmektedir.
• Düzenli bir cinsel ilişki yaşanmasına kadının yumurtlama dönemine dikkat edilmesine ve koruyucu bir önlem almamalarına rağmen bir yıl boyunca gebelik gerçekleşmediyse bir uzmana başvurulmalıdır.
• Ancak 35 yaşın üzerindeki kadınlarda daha kısa süre içerisinde tedaviye başlanması gerekir.
• Çiftlerin istemelerine, kadının yumurtlama dönemini takip etmelerine ve koruyucu bir önlem almamalarına rağmen iki yıl içerisinde gebeliğin gerçekleşmemesi durumunda üreme sorunlarının olduğu düşünülür.
• Bu durumda bir uzmandan yardım alınması ve yardımcı üreme tekniklerinin (aşılama, tüp bebek, mikroenjeksiyon) kullanılması gerekir.
35 yaş altında yapılan evliliklerde, evliliği takip eden ilk aylarda istendiği halde gerçekleşmeyen gebelik çiftlerde bir üreme problemi olduğunu göstermeyebilir. Bir yıl boyunca gebelik gerçekleşmemişse bir doktora gidilmesi daha doğrudur. Üreme bozukluğundan bahsetmek için, düzenli ve korunmadan yaşanan cinsel ilişki varlığında iki yıl geçmesi gerektiği bilinmelidir..
Şayet böyle bir durum varsa da konunun uzmanları tarafından yardımla üreme tekniklerini kullanarak yardım alınabilir.
Kadının gebe kalamamasının nedenleri :
• Duygusal baskılar,
• Önemli miktarda kilo alma ya da kaybetme
• Adeti düzenleyen hormonların dengesizliği
• Vajina, rahim ağzı, rahim ve yumurtalık hastalıkları veya enfeksiyonları
• Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
• Kronik hastalıklar (karaciğer ve böbrek hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalıkları, tiroit bezi bozuklukları vb.)
Erkekte üreme bozukluğunun nedenleri :
• Hormon dengesizlikleri
• Testis ile ilgili rahatsızlıklar
• Meni kanallarındaki hastalıklar
• Ruhsal gerginlikler ve ağır stres
• Yorgunluk
• Aşırı alkol ve sigara kullanımı
• Kimyasal zararlı maddelere maruz kalma (iş yeri, beslenme vb.)
• Aşırı sıcağa maruz kalma (çalışma sırasında, iş yerinde vb.)
Yardımla Üreme Teknikleri
Rahim içine aşılama: Yumurtlama sorunu olmayanlarda yumurtanın çatladığı gün tespit edilir. Erkekten alınıp hazırlanan meniyle birlikte spermler, şırınga yardımıyla rahim içerisine bırakılır.
Klasik Tüp Bebek (IVF–ET): Hazırlanan sperm ile toplanan yumurtalar özel donanımlı tüp bebek laboratuvarında özel sıvıyla doldurulmuş bir kutuda, spermin kendi gücüyle yumurtanın içine girmesi ve embriyo oluşması beklenir. Embriyolar, ameliyathanede rahme nakledilir.
Spermin Yumurtaya Mikroenjeksiyonu (ICSI): Menide tek bir hücre bile bulunsa gebelik şansı yakalanabilir. Hatta menide hiç hücrenin çıkmadığı azospermi denen durumda bile testislerden ameliyatla alınan hücreler bu yöntemle kullanılabilir. Erkekten alınan sperm, kadından alınan yumurtalara enjekte edilir. İki gün sonra oluşan embriyolar değerlendirilerek rahme transfer edilir.
Eğer evliliğinizde yaşadığınız sorunlarınızı kendi çabalarınızla çözme konusunda yetersiz kaldığınızı düşünüyorsanız aile danışma hizmeti veren bir merkeze,
Hukuki sorunlarınız konusunda profesyonel yardıma ihtiyaç duyarsanız, bu konuda belirleyeceğiniz bir avukata ya da adliyeler bünyesinde hizmet veren Adli Yardım Bürolarına,
Sağlıkla ilgili sorunlarımızda ise Aile Hekiminize, Toplum Sağlığı Merkezlerine başvurabilirsiniz.