Aile Hayatının Korunması

Dijital Aile

Aile, toplumun en önemli ve temel birimidir. Nitekim Anayasamızın 41. maddesinde şöyle denmektedir:

“Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.”

Evrensel ilkelere göre de aile kurmak ve evlenmek temel bir haktır. Bu hakka hiçbir sınırlama getirilemez. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi bu hakkı şöyle tanımlar:

“Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, ırk, uyruk ya da din bakımından hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir. Söz konusu kişiler, evlenme konusunda, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit haklara sahiptirler. Evlenme ancak evleneceklerin özgür ve tam rızası ile gerçekleştirilebilir. Aile toplumun doğal ve temel ögesidir. Toplum ve devletçe korunur.

Evlenme ya da Evlenmeme Hakkı

Evlilik akdi, birbiriyle evlenmek isteyen iki insanın iradelerini şahitler ve nikâh memurunun önünde belirtmeleriyle geçerlilik kazanır. Nikâhtan sonra evli çifte evlilik cüzdanı teslim edilir.

Evliliğin gerçekleşebilmesi için evlenecek kişilerin birbiriyle evlenmeyi istemeleri gerekir. Kimse herhangi biriyle evlenmeye zorlanamaz. Bu hak hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. Herkesin nikâh memuru kendisine sorduğu zaman “hayır” deme hakkı vardır. Reşit olmadan ailesinin izni ile evlenen kişilerin de önce kendisinin, sonra anne ve babasının birlikte rızası gerekmektedir.

Başlık parasının hiçbir hukuksal geçerliliği yoktur. Henüz reşit olmadan başlık parası için evlendirilen bir kadın evlilik gerçekleştikten sonra dahi kendisinin istemediği biriyle evlendirildiğini ifade ederek evliliğin feshini isteyebilir.

Ailenin Kurucusu: Karı ve Koca

Aile evlilik akdi ile birbirlerine bağlanan eşler ve bunlara soy bağıyla bağlı kişilerden oluşur. Aile hayatı eşler, çocuklar, büyükanneler, büyükbabalar, amcalar, dayılar, teyzeler, halalar, yeğenler vb. arasındaki ilişkileri de içine alan bir kavramdır. Ancak hukuk sistemimiz aileyi kuran iki unsur olmaları nedeniyle karı ve kocanın hak ve sorumlulukları üzerinde daha bir önemle durmaktadır.

Karı ve koca eşit haklara sahip iki bireydir. İkisinin de birbirinden farklı, birbirini tamamlayan ve birbirine eşit önemde rolleri vardır. Çocukların eğitimi, ailenin yaşayacağı evin yani aile konutunun seçimi, aile bütçesinin nasıl paylaşılacağı gibi aile hayatını ilgilendiren konularda karı ve koca eşit haklara sahiptirler. Devlet de eşler arasında eşit, saygılı ve insan onuruna yakışır bir ilişki biçiminin kurulması için önlemler almakla yükümlüdür.

Eşler arası eşitlik, farklı rollere sahip olsalar bile eşlerin eşit önemde kabul edilmesi anlamına gelir.

Devlet Ailemizi Koruyor mu?

Toplumun temel örgütlenmesi aile, toplumdan ve devletten korunma haklarına sahiptir. Ailesel yaşama saygı hakkı, her şeyden önce, insanları devletin keyfî müdahalelerine karşı koruma amacını taşır. Keza evlilikten doğan çocuklar, 18 yaşına gelene kadar anne babanın velayeti altındadır. Herhangi bir devlet otoritesi keyfî olarak, herhangi bir kötü muamele yahut istismar olmaksızın, çocukları anne babadan koparamaz, ayıramaz.

Bunun dışında devletin aileyi koruması denildiğinde genel olarak üç husus akla gelir:

• Mevcudiyetini devam ettirmesi için aileye destek sağlamak,
• Aile içinde şiddet gören bir taraf varsa bu durumu engellemek,
• Ailede özel korumaya muhtaç bir taraf varsa (örneğin çocuklar) onu korumak.

Türkiye’de bu işlevi yerine getirmek için düzenlenmiş en önemli hukuki metin 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dur Bunun yanı sıra Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Umumi Hıfzısıhha Kanunu gibi aile bireylerinin sosyal haklarını ya da yeni neslin sıhhatli bir şekilde yetiştirilmesi bakımından aile bireylerinin haklarını düzenleyen kimi kanunlar da vardır.

Ailenin korunması ve kollanması, aile içindeki ilişkilerin olabildiğince gönüllülük ve eşitlik prensipleri çerçevesinde oluşmasının desteklenmesi anlamına gelir.

Şiddeti Engellemek

Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin neredeyse tamamına yakını aile içinde gerçekleşmektedir. Erkek şiddeti, kadının evlilikte ve evinde uğradığı en yaygın haksızlıktır. Şiddete maruz kalan herhangi bir kişi ALO 183 hattını arayarak bilgi almalı, kendisine verilen bilgi doğrultusunda harekete geçmelidir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, aile üyelerinden birisine diğer bir aile üyesi tarafından şiddet uygulanması hâlinde şiddet uygulayan kişiye yönelik birtakım özel tedbirler öngörmüştür:

• Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

• Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

• Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve iş yerine yaklaşmaması.

• Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

• Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

• Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

• Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

• Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

• Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

• Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

• Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmî makam veya mercilere ihbar edebilir. İhbarı alan kamu görevlileri bu kanun kapsamındaki görevlerini gecikmeksizin yerine getirmek ve uygulanması gereken diğer tedbirlere ilişkin olarak yetkilileri haberdar etmekle yükümlüdür. Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Gerekli bulunması hâlinde, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliğini ortaya çıkarabilecek bilgileri ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgileri, tüm resmî kayıtlarda gizli tutulur. Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut ailenin geçimine katkıda bulunan kişi ise, hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir. Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, Ceza Kanunu’na göre iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.

Şiddete mi maruz kaldın? >> ALO 183’ü ara. >> Öğrendiklerin doğrultusunda harekete geç.

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı, gerekli uzman personelin görev yaptığı ve tercihen kadın personelin istihdam edildiği, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çalışmalarını yedi gün yirmi dört saat esasına göre yürüten merkezlerdir. Bu merkezlerde şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik izleme çalışmaları yapılır ve destek hizmetleri verilir.

Korunan kişilerle ilgili olarak şiddet önleme ve izleme merkezleri tarafından verilecek destek hizmetleri şunlardır:

• Kişiye hakları, destek alabileceği kurumlar, iş bulma ve benzeri konularda rehberlik etmek ve meslek edindirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak.

• Verilen tedbir kararıyla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesine yönelik önerilerde bulunmak ve yardımlar yapmak.

• Tedbir kararlarının uygulanmasının sonuçlarını ve kişiler üzerindeki etkilerini izlemek.

• Psikososyal ve ekonomik sorunların çözümünde yardım ve danışmanlık yapmak.

• Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve psikolojik durumu hakkında ayrıntılı sosyal araştırma raporu hazırlayıp sunmak.

• İlgili merci tarafından istenilmesi hâlinde, tedbirlerin uygulanmasının sonuçları ve ilgililer üzerindeki etkilerine dair rapor hazırlamak.

• Kişiye maddi destek sağlanması konusunda gerekli rehberliği yapmak.

ALO 183 Hattı

Engelli, istismara uğrayan veya uğrama riski taşıyan ve desteğe gereksinimi olan kadınlara ve çocuklara yönelik psikolojik, hukuki ve ekonomik alanda danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunmak ve yararlanabilecekleri sosyal hizmet kuruluşları konusunda onları bilgilendirerek gereksinim duydukları hizmet türüne en kısa zamanda ulaşmalarını sağlamak amacının gerçekleştirilmesi, kadın ve çocuğa yönelik istismarın önlenmesi, kadınların toplumda statülerinin yükseltilmesi, çocukların yüksek yararının gözetilmesi hedefine ulaşılabilmesi için ücretsiz hizmet veren bir hattır. Bu hattan 7 gün 24 saat esasına göre üçer kişilik 4 vardiya ekibi ile 81 ilden yapılan telefon çağrılarına cevap verilmektedir.

Çağrı yapan herkes dinlenilerek, ihtiyaç duyduğu hizmet türü tespit edilir, gerekli danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunulur. Acil müdahaleyi gerektiren durumlarda ALO 183 görevlisi, o ildeki Emniyet, Jandarma ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde görevli Acil Müdahale Ekip Sorumlusu ile irtibata geçer.

Aile Mahkemeleri

Aile mahkemeleri, aile hukukundan doğan dava ve işlere bakmak üzere kurulmuş mahkemelerdir. Boşanma, nafaka, mal rejimi, velayet, evlat edinme gibi davalar burada görülür. Aile mahkemeleri ayrıca aileyi korumaya yönelik kararlar da verebilir. Bünyesinde sadece hukukçular değil aynı zamanda uzmanlar da çalışır. Her aile mahkemesine; taraflar arasındaki uyuşmazlığın nedenlerine ilişkin araştırma ve inceleme yapmak, mahkemenin gerekli gördüğü hâllerde duruşmada hazır bulunarak istenilen konularla ilgili görüş bildirmek ve mahkemece verilen diğer görevleri yapmak üzere Adalet Bakanlığınca uzmanlar atanır. Bu uzmanlar arasında birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı bulunur. Böylece ailenin meseleleri sadece hukukçular gözüyle değil psikolojik açıdan, çocuğun durumu açısından ve sosyal koşullar bakımından da incelenebilmektedir. Aile mahkemesi eşler hakkında koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler de alabilir.

Kanuna göre mahkeme ailedeki yetişkinlerle ilgili olarak şu yetkilere sahiptir:

• Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri konusunda eşleri uyarmak, gerektiğinde uzlaştırmak,

• Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri almak,

• Ailedeki yetişkin bireyleri resmî ya da özel sağlık kurumlarına, sosyal hizmet kurumlarına, huzurevlerine vb. yerleştirmek,

• Ailedeki yetişkin bireyleri bir meslek edinme kursuna veya uygun görülecek bir eğitim kurumuna göndermek.

Peki ya Çocuklar?

Her çocuk, aksinin kendi yararına olacağı ispatlanmadıkça ailesinin yanında yaşama hakkına sahiptir. Devlet, ana babaların ve geniş ailenin, çocuğun yeteneklerinin gelişmesi açısından uygun biçimde yönlendiricilik yapma hak ve sorumluluklarına saygı duymakla yükümlüdür. Ama aynı zamanda devlet, çocuğun beden tamlığını, sağlıklı ve mutlu bir şekilde gelişmesini sağlamakla da yükümlüdür. Aile Mahkemeleri bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manevi olarak terk edilmiş hâlde kalan çocuğu, ana babadan alarak bir aile yanına, resmî ya da özel bir sağlık kurumuna veya eğitimi güç çocuklara mahsus bir kuruma yerleştirebilir.

Aile Planlaması

Aile planlaması hiçbir şekilde devlet müdahalesiyle çocuk sayısını sınırlandırmak anlamına gelmez. Devlet, sadece ailelere nüfus planlamasının öğretimi için gerekli tedbirleri alır ve uygulama konusunda isteyenlere yardımcı olur.

Hukukumuza göre aile planlaması eğitimi şu kişiler tarafından verilir:
• Her düzeydeki sağlık personeli,
• Psikologlar,
• Sosyologlar,
• Halk eğitimi öğretmenleri.

Kaynak: Özgür Sevgi GÖRAL  – Kişi Hakları

Bir yanıt yazın