Boşanma, çiftlerin yaşadığı bir ayrılık süreci olmanın ötesinde, çocuklar için derin psikolojik etkiler yaratabilen bir yaşam olayıdır. Çocuklar, ebeveynlerinin ayrılığı sırasında ve sonrasında çeşitli duygusal, davranışsal ve sosyal zorluklarla karşılaşabilir. Bu noktada, aile danışmanlığı, çocukların sağlıklı bir şekilde bu süreci anlamalarına ve uyum sağlamalarına yardımcı olmak adına kritik bir rol üstlenir. Bu makalede, boşanma sürecinin çocuklar üzerindeki etkileri ve aile danışmanlarının bu süreçte nasıl bir destek sağlayabileceği akademik bir çerçevede ele alınacaktır.
Boşanma sürecinde çocukların yaşadıkları zorluklar genellikle yaşlarına, mizaçlarına ve ebeveynlerinin bu süreci nasıl yönettiklerine bağlıdır. Araştırmalar, özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların, boşanmayı sıklıkla terk edilme korkusuyla ilişkilendirdiğini göstermektedir (Amato, 2000). Bu dönemde çocuklar, anne ve babalarının neden ayrıldığını anlamakta zorlanabilir ve bu durumu kendi hatalarına bağlama eğilimi gösterebilir. Bu yanlış algı, ilerleyen yıllarda özgüven sorunlarına ve ilişkilerde güven eksikliğine yol açabilir. Aile danışmanları, bu süreçte çocukların duygusal ihtiyaçlarını ele alarak onların yaşlarına uygun bir şekilde durumun açıklanmasını sağlayabilir.
Daha büyük yaş gruplarındaki çocuklar ise, boşanma sürecinde ebeveyn çatışmasına maruz kaldıklarında, yoğun öfke ve kaygı yaşayabilirler. Ergenlik dönemindeki bireyler, genellikle taraf tutma baskısıyla karşı karşıya kalabilir ve ebeveynlerinden birine karşı mesafeli bir tutum geliştirebilir. Bu durum, aile bağlarının zayıflamasına ve genç bireyin sosyal hayatında sorunlar yaşamasına neden olabilir. Yapılan bir meta-analiz, ebeveyn çatışmasının yoğun olduğu boşanma süreçlerinin çocuklarda depresyon ve anksiyete riskini artırdığını göstermektedir (Kelly & Emery, 2003). Aile danışmanlığı, bu çatışmaları yönetmek ve çocuklara güvenli bir ortam sağlamak için stratejik müdahalelerde bulunabilir.
Aile danışmanlarının bu süreçteki temel işlevlerinden biri, ebeveynlerin boşanmayı çocuklarına nasıl açıklayacakları konusunda rehberlik sağlamaktır. Çocukların, ebeveynlerinin ayrılığına dair net ve dürüst bir açıklamaya ihtiyaçları vardır. Bu açıklamanın, çocuğun yaşına uygun bir dilde yapılması ve mümkün olduğunca az karmaşa içermesi önemlidir. Örneğin, küçük çocuklara basit ve somut bir dil kullanılarak, “Anne ve baba artık aynı evde yaşamayacak, ama seni her zaman sevecekler” gibi bir yaklaşım benimsenebilir. Danışmanlar, bu tür bir iletişimi destekleyerek çocukların kafasındaki belirsizliklerin azalmasına katkı sağlar.
Boşanma sürecinde en önemli faktörlerden biri de çocukların rutinlerinin korunmasıdır. Araştırmalar, çocukların günlük yaşamlarındaki düzenin bozulmasının, onların stres düzeylerini artırdığını ortaya koymaktadır (Hetherington, 1999). Ebeveynlerin, çocuklarının okul, sosyal aktiviteler ve diğer günlük rutinlerini korumaya özen göstermesi, onların boşanma sürecine daha kolay uyum sağlamalarına yardımcı olabilir. Aile danışmanları, ebeveynlere bu konuda rehberlik ederek çocuklar için istikrarlı bir ortam yaratmalarına destek olur.
Bir diğer kritik nokta ise, çocukların duygularını ifade etmelerine olanak tanımaktır. Boşanma sürecindeki çocuklar, genellikle korku, üzüntü, öfke ve kafa karışıklığı gibi karmaşık duygular yaşayabilir. Ancak birçok çocuk, bu duygularını ifade etmekte güçlük çekebilir. Aile danışmanları, oyun terapisi veya sanat terapisi gibi tekniklerle çocukların bu duyguları ifade etmelerine yardımcı olabilir. Bu yaklaşımlar, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlarken, aynı zamanda onların duygusal iyilik hallerini destekler.
Ebeveynlerin boşanma sürecindeki tutumları, çocukların bu durumu nasıl algılayacakları ve süreçten nasıl etkilenecekleri üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Uzmanlar, boşanma sırasında çocukların her iki ebeveynle de düzenli ve kaliteli zaman geçirmelerinin önemine dikkat çekmektedir (Amato & Gilbreth, 1999). Çocuğun her iki ebeveynden de sevgi ve destek görmesi, onun duygusal dengesi için kritik bir rol oynar. Aile danışmanları, ortak ebeveynlik planları oluşturma konusunda rehberlik ederek ebeveynlerin çocukları için işbirliği içinde hareket etmelerini sağlayabilir.
Son olarak, aile danışmanının boşanma sürecindeki rolü yalnızca çocuklarla sınırlı değildir. Danışmanlar, ebeveynlere de duygusal destek sağlayarak onların bu zorlu süreçte kendi streslerini yönetmelerine yardımcı olur. Çünkü ebeveynlerin iyi oluş hali, çocukların da psikolojik sağlığını doğrudan etkiler. Özellikle yüksek düzeyde çatışmalı boşanmalarda, ebeveynlerin profesyonel destek alması, çocukların üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirebilir.
Özetle, boşanma süreci, çocuklar için karmaşık ve zorlayıcı bir yaşam olayıdır. Ancak bu sürecin olumsuz etkileri, profesyonel bir rehberlik ve doğru yaklaşımlarla önemli ölçüde azaltılabilir. Aile danışmanları, hem çocuklar hem de ebeveynler için bir denge unsuru olarak bu süreçte kritik bir rol oynar. Bu nedenle, boşanma sürecindeki ailelerin profesyonel destek alması, hem bireysel hem de ailevi düzeyde sağlıklı bir uyum için vazgeçilmez bir adımdır.
KAYNAKÇA:
Amato, P. R. (2000). The consequences of divorce for adults and children. Journal of Marriage and Family, 62(4), 1269-1287.
Amato, P. R., & Gilbreth, J. G. (1999). Nonresident fathers and children’s well-being: A meta-analysis. Journal of Marriage and Family, 61(3), 557-573.
Hetherington, E. M. (1999). Should we stay together for the sake of the children? In Psychological Bulletin, 125(6), 850-870.
Kelly, J. B., & Emery, R. E. (2003). Children’s adjustment following divorce: Risk and resilience perspectives. Family Relations, 52(4), 352-362.